19 Haziran 2007 Salı

YABANCI

Furûğ-i Ferruhzâd

Yine bir kalp düştü yıkıldı ayaklarımın dibine
yine yüzümde kamaşan bir çift göz
yine bir harbin hayhuyunda
aşkım, galip geldi soğuk bir kalbe

Yine dudaklarımın çeşmesinden
bir susuz doydu
doydu
yine kucağımın yastığında
uyudu bir yorgun seyyah
uyudu
iki gözüne nazla diktim bakışlarımı
kendim de biliyorsam ne aradığımı...
Delice bir aşk istiyorum, bir anda
geçsin gitsin ar, hayâ, namus, mal, mülk, şeref şan...
Benden öpücük şarabını istiyor
Ümitlerle dolu bir kalbe ne cevap vereyim?
O alacağı tadın peşinde, ancak gafil ki ben
ebedî lezzetlerin talibiyim

Benim istediğim, sefası aşkın;
tüm benliğimi feda edebileceğim
ancak o
ateşten bir ten istemekte benden
yakıp kavuracak içindeki endişeleri
Diyor, " Ey sıcak kucak! Nazla mest et beni, delinim! "
Diyorum, " Ey yabancı!
Vazgeç benden, bana yabancısın. "

Ah gönül!
Ah bu ümitler kadehi!...
Sonunda sen de kırıldın ve kimse öğrenemedi sırrını
her yabancının elinde saz oldun feryat ki feryat!
Eşliğinde bir türkü tutturan da olmadı...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bir Ney'in aşk hikayesine
benzettim..